SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HİBE VE FADLİHA

<< 1129 >>

DEVAM: 6. HEDİYE'Yİ KABUL ETMEK

 

حدثنا محمد بن بشار: حدثنا غندر: حدثنا شعبة، عن قتادة، عن أنس بن مالك رضي الله عنه قال:

 أتي النبي صلى الله عليه وسلم بلحم، فقيل: تصدق على بريرة، قال: (هو لها صدقة، ولنا هدية).

 

[-2577-] Enes r.a.'den rivayet edilmiştir: Hz. Nebi'e et getirilmiş ve "Bu Berire'ye sadaka olarak verildi" denilmişti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bu, ona sadaka; bize ise hediyedir" buyurdu.

 

 

حدثنا محمد بن بشار: حدثنا غندر: حدثنا شعبة، عن عبد الرحمن بن القاسم قال: سمعته منه عن القاسم، عن عائشة رضي الله عنها: أنها أرادت أن تشتري بريرة، وأنهم اشترطوا ولاءها، فذكر للنبي صلى الله عليه وسلم، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (اشتريها فأعتقيها، فإنما الولاء لمن أعتق). وأهدي لها لحم، فقيل للنبي صلى الله عليه وسلم: هذا تصدق على بريرة، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (هو لها صدقة ولنا هدية). وخيرت.

وقال عبد الرحمن: زوجها حر أو عبد، قال شعبة: سألت عبد الرحمن عن زوجها، قال: لا أدري، أحر أم عبد.

 

[-2578-] Aişe r.anha'dan rivayet edilmiştir: Aişe, Berire'yi satın almak istemişti. Ama sahipleri vela hakkının kendilerinde kalmasını şart koştular. Durum Hz. Nebi'e iletiidi. Bunun üzerine: "Sen satın a/ ve azat et. Vefa hakkı azat edene aittir" buyurdu. Sonra Hz. Nebi'e et getirildi ve: "Bu, Berire'ye sadaka olarak verildi" denildi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bu, Berire'ye sadaka; bize ise hediyedir" buyurdu. Sonra Berire evliliğe devam etmek ve sona erdirmek konusunda muhayyer bırakıldı.

 

Abdurrahman "Kocası hür müydü, yoksa köle mi?" dedi.

 

Şu'be diyor ki: Abdurrahman'a kocasının medeni durumunu sormuştum. "Hür müydü, kölemi, bilmiyorum" dedi .

 

 

حدثنا محمد بن مقاتل أبو الحسن: أخبرنا خالد بن عبد الله، عن خالد الحذاء، عن حفصة بنت سيرين، عن أم عطية قالت: دخل النبي صلى الله عليه وسلم على عائشة رضي الله عنها فقال: (عندكم شيء). قالت: لا، إلا شيء بعثت به أم عطية، من الشاة التي بعثت إليها من الصدقة، قال: (إنها قد بلغت محلها).

 

[-2579-] Ümmü Atiyye r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Aişe'nin odasına girerek: "Yanınızda (yiyecek) bir şey var mı?" diye sordu. Aişe r.anha: "Hayır, Ümmü Atiyye'ye sadakadan gönderdiğin ve onun da bize getirdiği koyundan başka bir şey yok" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "O sadaka yerini buldu" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     "O sadaka yerini buldu": Hz. Nebi'in bu sözünün anlamı şudur: Bana haram olan sadakanın hükmü kalmamış ve artık benim için helalolmuştur. (Yani ben onu sadaka olarak değil; Ümmü Atiyye hediyesi olarak yiyeceğim.)

 

İbn Battal şöyle demiştir: Hz. Nebi s.a.v. sadaka almayı kabul etmezdi. Çünkü sadaka insanların mallarının kiridir. Bir başka açıdan ise sadaka almak düşüklüktür. Nebiler ise bundan uzaktırlar. Ayrıca Hz. Nebi s.a.v. "Seni fakir bulup zengin etti" [Duha 8] ayetinin ifadesiyle fakir iken zengin olmuştur. Zenginlerin sadaka alması helalolmaz. Hediye ise böyle olmayıp, genellikle hediyeye başka bir hediye ile karşılık verilir. (Nitekim "hediyeleşmek" ifadesi de bunu sezdirmektedir) Hz. Nebi de böyle yapardı.

 

"O sadaka yerini buldu" ifadesi sadaka verilen fakirin onu satmak, birine hediye etmek vb. işlemler yapmasının caiz olduğunu gösterir.

 

Yine bu hadiste Hz. Nebi'in sadaka alması haram olmasına karşın, hanımlarının sadaka almasının haram olmadığına işaret vardır. Çünkü Hz. Aişe Berire'nin ve Ümmü Atıyye'nin hediyelerini onlara sadaka olarak verildiğini bilerek almış ve o malın sadaka olma özelliğinin devam ettiğini sanarak, Hz. Nebi'in sadaka almasının helalolmadığını bildiği için ona ikram etmemiştir. Hz. Nebi s.a.v. onun bu anlayış tarzını kabul etmiş ve onun sadaka özelliğinin kalktığını ve bu sebeple kendisine de helalolduğunu açıklamıştır.

 

Bu olaydan, fakirden alacağı olan kişinin ona verdiği zekatı, alacağına karşı geri istemesinin caiz olduğu ve kocası nafakasını karşılamakla yükümlü olmasına rağmen, zengin kadının zekatını kocasına verebileceği hükümleri anlaşılmaktadır. Ancak bütün bunlar, şart olmayan durumlar için geçerlidir.